5 Mart 2014 Çarşamba

'Kara kabare'ci Şirin Soysal anlatıyor... Gezi’deki gibi: İyiler hep kazanır


Şirin Soysal’la, 14 Aralık’ta NHKM’de son albümü “Ziyaret”ten şarkılar söyleyeceği konser öncesinde görüştük. Soysal albümle sıfırlandığını söylüyor ve ekliyor: “Bizi sıfırlayan direnişle eşzamanlı çıkması, albümü daha da manalı kıldı.”
Sinem Burgu - soL
Son dönemin öne çıkan Türk caz vokalleri arasında gösterilen Şirin Soysal, 1980’de Viyana’da doğdu. Çocukluğunu birçok Avrupa şehrinde geçirdikten sonra, Dublin Trinity College’in Tiyatro Bölümü’nden mezun oldu. Dublin’de ayrıca sinema üzerine yüksek lisansını tamamladı. 2011’de çıkardığı “Bir Şeyler Var” adlı ilk albümü, “kara kabare” diye adlandırdığı özgün tarzı ve farklı aurasıyla, müzik eleştirmenlerince övüldü. 2013’ün Nisan ayında Washington DC’de Ertegün Caz Serisi’ne davet edilen ilk Türk sanatçı oldu. Soysal’la 14 Aralık gecesi İstanbul Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde vereceği konser öncesinde, son albümü “Ziyaret” hakkında görüştük.
İkinci albüm çıktı, öncelikle bu albüme dair genel hislerinizi ve düşünceleriniz alalım, ne kadar zaman geçti, nasıl geçti bu süreç, albüm hazırlık sürecinde araya bir de hepimizin hayatını etkileyen bir süreç de girdi...
Bu albümün şarkıları, yaklaşık bir sene içerisinde oluştu. İlk albüme nazaran, sözleri üzerinde daha az düşündüm, tıpkı melodilerde olduğu gibi, daha çok lirik akışa bıraktım kendimi. Bu albümdeki söz-melodi ilişkisini yavru kuş ve yuva ilişkisine benzetiyorum. Sözler, ezgilerin içerisinde korunaklı ve emniyette, gözlerini açıp dünyaya ilk kez bakıyorlar. Ne görüyorlarsa aktarıyorlar. Şarkıları yazarken sıfırlandım diyebilirim ve kayıtların Gezi gibi son derece saf ve dürüst bir dönemle eşzamanlı olması bunu daha da manalı kılıyor, çünkü direnişe katılan herkes sıfırlandı...
Bu kez aşka içeriden baktım
Daha önce farklı ve insanların kendini yakın bulduğu bir çok şey vardı ilk albümde, bu sefer farklı olan şey ne bu albümde sizce? Sürprizler var mı?
İki tane aşk şarkısı var. İlk albümde de vardı fakat aşka dışarıdan bakan, aşkı hafif alaycı bir edayla anlatan şarkılardı. Burada aşka içeriden baktım, anı kapılarımı zorladım. “Yükseldikçe”de sevişme anında bir kızın kafasında olup bitenleri anlatmak istedim. O ilk aşk zamanında, henüz neyin ne olduğu belirsizken, karşı tarafın ne istediğini bilmezken yaşanan o delirtici düşünce selleri... “Gittiğin Dünden Beri”de sevgiliden ayrılmanın daha ilk gününde duyulan o eşi benzeri olmayan acıyı seslendirmek istedim. “Bağışlıyorum”da farklı bir kafa. Olumsuzluğunu sana bulaştırarak aşağı çeken insan tipine saydırdım o şarkıda, sonra da bağışladım...

Albümde sizinle birlikte çalışan çok fazla sanatçı var, albüm çalışmalarınız için hazırlanan içten bir klip de var, sizin gücünüzün yanında kolektivizm de göze çarpıyor, bu tercih edilen ve özel bir durum izlenimi veriyor.
Ekibimiz gerçekten de çok özel. İlk albümde olduğu gibi Şevket Akıncı ve Cansun Küçüktürk düzenlemelerin çoğunu yaptılar. Son derece sofistike aranjmanlar. Üçümüz birlikte albümün prodüktörlüğünü yaptık. Brasslar, yaylı dörtlüsü, vibrafon, woodwind’ler ve hammond gibi enstrümanlar, gitarlarla birlikte albümün yoğun rengini oluşturuyorlar. Ayrıca ilk albümde olmayan iki önemli enstrüman daha var: Piyano ve davul. Piyano-vokal olarak, Adem Gülşen’le düzenlediğimiz iki balad var. Ana kadromuzda ayrıca Erdem Göymen davulda ve Ertan Şahin suzafonda.

Gezi'de cenneti gördük
Gezi Direnişi ne kazandırdı bu süreçte size, yansıması nasıl oldu üretimlerinize?
Gezi Direnişi, hayatımın en özel zamanlarından biriydi. Bir gün içerisinde toplumun bir kısmı değişime uğradı. Bu inanılmaz bir şey. Daha sabah bir avuç dolusu insan, geceliğin bir milyon oldu. İnanılmaz bir dayanışma süreciydi. Sıfırlandık, her şeyi yeniden öğrendik. O Park’ta farklı bir boyutu deneyimledik, cenneti gördük. Herkesin birbiri için yaşadığı, birbirini kolladığı ve en önemlisi çok eğlenceli bir yerdi. Sevgiden doğduğumuzu ve sevgiye döneceğimizi anımsadığımız bir ütopya. Albümdeki “İyiler Hep Kazanır” adlı şarkım, Gezi öncesinde yazılmıştı. Gezi’yle birlikte daha da önem kazandı tabii... Siyah Zürafa’da da Gezi’ye gönderme var.

2. albümün konserleri ne zaman, nasıl devam ediyor olacak?
14 Aralık’ta NHKM Sahnesi’ndeyiz. Sonrası için takipte kalınız:
www.sirinsoysal.com.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder