24 Mart 2014 Pazartesi

Şirin Soysal / Yalnız Kız

Günlerden pazartesi uyandırdı sokak sesi
Erken saatlerin karanlığı penceremi tıklattı
Süzüldü içeri yalnız kız
Renklerden maviydi yatağın ucuna serildi
Küçük odanın dağınıklığı üşüttü zayıf kollarını
Sıcak bi şey istedi yalnız kız
Hali tavrı çekingendi
Beni ilk defa görmüş gibi uzun belli hikayesi
Anlatmamayı yeğledi sessizliği severdi yalnız kız
Ne güneş açtı ne yağmur yağdı
O bir sustu bir ağladı
Kirpiği ıslak bileği çıplak kahvesiyse siyah
Kelimelerden hayali biraz ışık olsa ya dedi
Avuçlarını bana açtı göz kapakları yalvardı
Bi mum yaktım iki söz yazdım
Dalgaya yattım gözümü açtım
Bir vardı bir yoktu yalnız kız
Bir vardı bir yoktu yalnız kız

Şirin Soysal / A Day in the Afterlife / Ziyaret

would you believe me if i told you
we are made of light
would you believe me if i showed you
my etheric heart
should i lift you up
take you there
you will trust
in my care

would you hear me if i sang
songs of heaven's tide
would you remember my voice if it rang
bells on the other side
seek you out
blow your mind
make you smile
treat you kind 

i know the moment when he left his body
flew with his inner child
i know the moment within my own body
night until day i cried
cross the line
show the way
take my night
make my day 
cross the line
show the way
take my night
make my day

Şirin Soysal Nisan / Mayıs Konserler

 4 Nisan 2014 , Şirin Soysal & Bora Çeliker Duo,  Saat 21:00 da Kamayor Sanat da!

18 Nisan 2014, Şirin Soysal Ziyaret Konseri , Saat 22:00 da Alt Jazz da! 

30 Mayıs 2014, Şirin Soysal & Bora Çeliker , Ankara Jazz Festivali, Saat 21:00 da Samm's Bistro Ankara da! 

Şirin Soysal Nisan/ Mayıs Konserler..

Şirin Soysal & Bora Çeliker Duo Kamayor Sanat
Nisan 4, 2014 @21:00
 
Ziyaret @ Alt Jazz Alt Jazz
Nisan 18, 2014 @22:00
  
Şirin Soysal & Bora Çeliker @ Ankara Jazz Festival Samm`s Bistro, Ankara
Mayıs 30, 2014 @21:00

16 Mart 2014 Pazar

Şirin Soysal & Bora Çeliker Kamayor Atölye'de...

Şirin Soysal & Bora Çeliker şaşırtıcı bir repertuvar ile sizlerle, Kamayor Atölye'de...

Kamayor Atölye Galata Kuledibi'nde, Şimşir sok. no:12,  34420 Galata/Beyoğlu.

Rezervasyon için Çağdaş Erçelik: 0532 7955441

gül gazetesi // ceyhun atuf kansu / Şirin Soysal Blog

Bahar günlerinden haber vermiyorsa
Bütün gazeteleri kapatmalı
Basımevinin kurşunları gül kokmuyorsa
Boş çıkmalı dört yaprak.

Güllerden haberiniz yoksa devleti yönetmeyin
Unutmuşsa gül vaktini halk,
Salkım salkım dökülen akasyalara
Bakan yoksa, düzenden filan söz etmeyin.

Bir onlardır mevsimlerin dostları,
Bir kız geliyor gök mavi bahçesinden,
İlkokul öğrencisi, ellerinde en güzel düzen
Bir kırmızı gül, bir beyaz gül.

Yaşamaktır anayasaların en eskisi
Güldür kan, güldür sevinç, güldür aşk,
Seher vaktinde uyanan bir güldür ekmek,
Sabah gazetelerinin başlığı:
Gül be, gül be, gül be gül!


(1963)

Şirin Soysal Röpörtajı / Bir Grup Yazar Röportajı

Büyüleyici sesin melankolik sözler ile notalarda buluştuğu noktada geç de olsa 2011 ‘de Bir Şeyler Var albümü ile karşımıza çıkan. Jazz köken müziğin Türkiye’de genç kuşakça da bilinirliğini arttırmış tarzında efsane olmaya aday başarılı bir müzisyen, benim tabirim ile yetenek kelimesinin bedene bürünmüş hali Şirin Soysal yeni albümü Ziyaret ile Röportaj konuğumuz.
Kaan – Merhaba Şirin Hanım. Röportajdan önce sizi tanımayanlar için özetle Şirin Soysal diye başlasak mı acaba? Web kopyası sözcükler yerine sizin ağzınızdan tanımlamak daha güzel olacak sanırım.
Şirin – Gazne ve Şule Soysal’ın kızı, Gence Soysal’ın kardeşi, Vedat Özdemiroğlu’nun sevgilisi, Yoda ve Boza’nın annesi, Bir Şeyler Var ve Ziyaret adlı albümlerin yazarı, şarkıcısı, Allah’ın sevgili kulu.
Kaan – Müzikal kariyere hemen gelmesek mi? Uzun yıllarını çeşitli ülkelerde geçirmiş bir insan Şirin Soysal. Nerelerde yaşadınız, hangi ülke sizde en çok iz bıraktı? Nefret ettiğiniz bir ülke var ise bunun sebebi nedir örneğin faşizm, ırkçılık vs?
Şirin – Türkiye, İsviçre, Avusturya ve İrlanda’da yaşadım. İrlanda’da üniversite okudum. İnsanlarıyla ve mizahıyla beni büyüledi Dublin. Nefret ettiğim ülke de yok, insan da yok. Nefret yapıcı bir duygu değil, tam aksine, enerjini yiyen bir duygu. Bu yüzden şeytan nefretten beslenir. Şeytanı niçin besleyim ki?
Kaan – Müzisyen Şirin Soysal’a gelelim yavaştan. Çok iyi eğitimli, birden çok dil bilen, genel kültürü yüksek bir bayan olarak çok parlak olması muhtemel bir iş hayatı önünüzde iken geç sayılacak bir yaşta 28 yaşında müzik yapmaya karar verdiniz hem de Türkiye’nin çok da alışkın olmadığı bir tarzda. Nereden çıktı bu tutku?
Şirin – Kilitlediğim ve anahtarını kaybettiğim bir odacıktan çıktı… Anahtarı bulamadım, kapıyı kırdım. Bunu yaptığımdan beri özgürüm. Öncesinde özgürlüğün ne olduğunu bilmiyordum, başka başka yerlerde arıyordum onu.
Kaan – Bir şeyler var albümü ile çok hızlı giriş yaptınız. İtiraf etmeliyim yeni bir şeyler ararken karşıma çıktı bir şeyler var albümü. Yabancıyım’ı dinledikten sonra ise tutkunu olacağım bir müzisyen olarak girdi Şirin Soysal hayatıma. Bize biraz bir şeyler var sürecinden bahsedebilir misiniz?
Şirin – Caz standartlarını söylediğim konserler veriyordum. Bir yerden sonra kendi hikayelerimi, kendi melodilerimle anlatmak istedim. Şarkıları yazdım, düzenlemeler için Şevket Akıncı’ya danıştım. Kendisinin yapmak isteyeceği hiç aklıma gelmemişti. Cansun Küçüktürk’le birlikte aranjmanları yazdılar. Müzisyenler seçildi. Bir anda inanılmaz bir ekip oluştu. Ve stüdyoya girdik… İlk albümün kayıt sürecini, Deneyevi’nin huzurlu ortamını hiç unutmayacağım.
Kaan – Şirin Soysal’ın müziği piyasadaki her şeyden o kadar farklı idi ki tanımlanamayan cisim tabirini müziğin içine katmıştı adeta. Aslında içinde birçok alternatif tazın birleşimi olan bir jazz kokteyli idi. Siz tarzınızı bize nasıl anlatmak istersiniz. Müziğinizi bir sınıra sokuyor musunuz?
Şirin – Bu soru için sokmak durumundayım aslına bakarsan. ‘Art-Rock’ tanımını tercih ediyorum, müziğimizde olan tüm türleri içinde barındırıyor bu tanım.
Kaan – Ziyarete gelmeden önce kliplerden bahsetmek istedim biraz. Harika 3 klip çektiniz ama bunların da bence öne çıkanı Karantina klibi oldu. Bu oturaklı müziğe kıpır kıpır bir ruh hali katan pembe elbiseli Alice in wonderland temalı klip kimin fikri idi?
Şirin – Alice değil, Dorothy. Benzerler zaten birbirlerine, ‘In The Beginning’ adlı şarkımda kendimi ikisinin arasına koydum. Yönetmen Gülçin Önel’in fikriydi ‘Oz Büyücüsü’ referansı. Şimdi ikinci albümün kliplerini çalışıyoruz.
Kaan – Dikkat ettim her röportajınızda ailenizden bir konu açılıyor. Ben de aileden gireyim dedim ama farklı olsun anne babadan sormayım da ağabeyiniz Gence Soysal’dan bahsedeyim istedim. Gence bey Microsoft’un Türkiye’deki tepe kadrosundan. Bu nasıl başarılı bir aile fikri geçiyor insanların aklından. Ağabeysizin müziği seçmeniz sürecindeki tavrını / desteğini merak ediyoruz?
Şirin –  Gence uzun yıllar piyano çaldı, üniversitede ‘music minor’ yaptı. Müzik zevki çok geniştir, kulağı çok iyidir. Sık sık konserlerime gelir, çok büyük destekçimdir. Kritiğine güvenirim.
Kaan – Şirin Soysal Müzisyenliğinin dışında ödüllü de bir yönetmen aslında. Ben de bir kısa film tutkunuyum ve en sevdiğim kısa filmler arasında ilk 5’e koyduğum bir film Şampiyon Beşiktaş, Bu kadar başarıya ulaşmış bir filmden sonra neden devamı gelmedi ya da ne zaman devamı gelecek hatta uzun metraj neden olmasın?
Şirin – Anladım ki benim en iyi becerdiğim şey şarkı yazmak ve söylemek. Buna konsantre olmak durumundayım. Sinema üzerine yüksek lisans yaptım fakat kendimi yönetmen olarak görmüyorum. Bu konuyla ilgili deneyimlerim bana çok şey kattı, hayatımdaki rolü müzikle olan ilişkimi güçlendirmekti. Tabii ilerde ne olur bilmiyorum, belki bir şeyler beni yönetmenliğe iter tekrar…
Kaan – Özel hayata da girsek ve Vedat Özdemiroğlu’ndan bahsetsek mi bilemedim? Vedat bey’in hayatınıza kattıkları nelerdir. Yazdığınız şarkı sözlerinde katkısı oluyor mu?
Şirin – Vedat, beni şarkıcı ve besteci olmaya iten kişi. ‘Yaparsın, durma’ diyen kişi. Sanırım bu kadar motivasyonumu yükselten biri olmamıştı hayatımda. Yer yer sözlerimde dokunuşları var, sağolsun. Ben de ‘Bir Şeyler Var’ şarkımda onun adını andım.
Kaan – Tiyatro okuduğunuzu, sinema master’ı yaptığınızı biliyoruz. Bir de müzisyensiniz yani sanatın hemen hemen her dalında varsınız. Sizden siyasi iktidarın sanata bakış açısını, devlet tiyatrolarına uygulanan yaptırımları değerlendirmenizi istesek?
Şirin – Bu tarz uygulamalar moral bozma ve korku yaratma amaçlı. Köşeye sıkıştırmak istiyorlar ki çaresiz, umutsuz ve güçsüz kalalım. Aksini yapmalıyız, karşılarında güçlü durmalıyız. Kim tutabilir bizi? Kıstırıldıkça coşarız, yeraltı sahneleri oluştururuz, iyice büyürüz.
Kaan – Müzik için çok deneysel bir çalışma Zehra Z yi yaptınız Borusan’da sergilediniz. Bu da sizden beklentileri bir nebze daha artırdı. Ziyaret sonrasında benzer bir proje ile karşımıza çıkacak mısınız?
Şirin – Bilmiyorum. Bir müzikal yapma isteğim var. Belki Zehra Z’yi müzikale çeviririm.
Kaan – Bir bar sahnesinde fenomen dizi Behzat Ç. ‘ye konuk oldunuz? Kendi kimliği ile Behzat Ç. ‘ye konuk olan sizden başka pek de kimse olmamıştı aslında. Nereden geldi bu teklif, nasıl bir süreçti ve sizdeki Behzat Ç. ‘nin yerinden bahsedebilir misiniz?
Şirin – Behzat Ç’nin yapımcısı Serdar Akar ve yazarı Mehmet Ercan dostlarımız, onlarla konuşurken ortaya çıkmış bir fikirdi. Takip ettiğim bir dizide yer almak, kendimi orada seyretmek güzeldi.
Kaan – Türkiye’den hangi müzisyenleri yakından takip ediyorsunuz? Ziyaret lansmanın da Ceylan Ertem ve Ülkü Aybala Sunat ile birlikte söylediniz şarkılarınızı böyle ortaklıları daha farklı kişiler ile görmek isteriz. Sizin aklınızda birileri ile ortak konser , video gibi projeler var mı? Kimler ile ortak çalışmalar yapmak istersiniz?
Şirin – Meslektaşlarımın çoğunu yakından takip ediyorum. Ortak proje üzerine pek düşünmedim açıkçası. Yoluma güzel bir proje düşerse hayır demem tabii.
Kaan – Bilmeyenler için Caz Ağacı projesinden bahsedebilir misiniz?
Şirin – Dört senedir cazın önemli isimlerini andığımız geceler yapıyoruz. Bu geceler Garanti Caz Yeşili sponsorluğuyla gerçekleşiyor. ‘Divalar’ ile başladık 2010’da. Bu yılki temamız ‘Trompet Dahileri’ oldu. Türkiye’nin önemli caz müzisyenleriyle sahneye koyduğumuz, gittikçe büyüyen ve güzelleşen bir proje.
Kaan – Benim sesinize çok yakışacağını düşündüğüm bir Bülent Ortaçgil şarkısı var Gece Yalanları, artık Bülent bey ile aynı şirketin müzisyenlerisiniz bir gün Bülent Ortaçgil şarkısı yorumlar mısınız? (Umarım benim sorumdan sonra bu şarkı aklınıza düşmüştür)
Şirin – Daha geçen gün düşündüm, bir Bülent Ortaçgil şarkısı yorumlasam nasıl olur diye…
Kaan – Sizi birçok kişi opera sahnelerinde de görmek istiyor? Sesinizin opera uyumuna çok inanıyoruz ve tiyatro eğitiminiz de cabası bir gün bu da olur mu?
Şirin – Hadi ya? Teşekkür ederim. Fakat operacı olmak, arya söylemek bambaşka bir şey. Genç yaştan itibaren bunun eğitimini almış olmak gerekiyor. Lisedeyken harika bir şan hocam vardı, Mustafa Yurdakul. Operacı olmamı istiyordu. Fakat benim öyle bir hevesim olmadı. Tiyatro eğitimi aldım, sinema okudum… Operacı olsaydım şu anki sesimle ve yorumumla söylüyor olmayacaktım.
Kaan – En bilindik Türk opera sanatçısı Hakan Aysev’dir. Hakan Aysev’in farklı tarzlara eğilimini de bilmeyen yok örneğin Almora ile birlikte yaptığı 1945 albümü gibi. Ben bir Şirin Soysal albümünde konuk sanatçı olarak hayal ederim Hakan Aysev’i bir tanışıklığınız var mı? Böyle bir proje aklınızdan geçer mi?
Şirin – Hakan Aysev annemin arkadaşı, tanışma fırsatım olmuştu. Böyle bir proje hiç geçmedi aklımdan. Ortak bir yanımız var, ikimiz de Mustafa Yurdakul’un öğrencisi olduk.
Kaan – Bir şeyler var’ın üstüne 2 sene geçmişti henüz, yine üst düzey bir albüm Ziyaret ile çıktınız karşımıza. Hem Ziyaretin oluşum sürecinden hem de derleme şarkı almayan her şarkısında kendi emeği olan bir müzisyenin bu üretkenliğinden bahsedebilir misiniz acaba?
Şirin – İlk albümde olduğu gibi şarkıları yazdım, sonra Şevket ve Cansun’la bir araya geldik. Çok yaratıcı bir süreç yaşadık. Her ikisi de ilk albümden daha çok kendinden kattı ‘Ziyaret’e. Üçümüzün de kişiliği vurgulu biçimde yer alıyor albümde. Toplamda yirmidört müzisyen çaldı. Bu kadar yetenekli müzisyenlerle çalıştığım için şanslı ve gururluyum.
Kaan – Siyah Zürafa bence Şirin Soysal’ın içindeki ütopya’yı anlatıyor. Siyah Zürafa’nın hikayesini anlatabilir misiniz bize?
Şirin – Bir rüya görmüştüm. Afrika’dayım ve önümde bir göl var. Gölün içinde siyah bir zürafa, upuzun simsiyah boynu, bana bakıyor. Sonra onun tanrı olduğunu anlıyorum. Anladığım an dalıyor suya, bir bakıyorum alt kısmı bir balinanın kuyruğu gibi, suyu yarıyor ve yok oluyor… Başlangıç noktası buydu şiirin. Attila İlhan’ın Baki’ye Gazel şiirine ithaf, rüya, masal ve Gezi karması bir şarkı. Kısacası bu şarkıda Attila İlhan’ın ruhuna Gezi’yi anlatmaktı amacım.
Kaan – Albümün en dikkat çekici parçası da İyiler hep kazanır bence? Ama ben bunda da Sol gazetesine verdiğiniz röportaja takıldım. Gezi de olduğu gibi iyiler hep kazanır demişsiniz ya da öyle yazılmış. Onlarca yaralı ve 9 kayıp’a rağmen mağdura yatan bir iktidar vardı karşımız da bence kaybedilene kıyasla kazanç az oldu bu süreçte sizden de bir yorum alabilir miyiz?
Şirin – Daha geniş bakıyorum olaylara. Görünürdeki neticeden ziyade bu süreçte insanların içinde gerçekleşen değişim önemli benim için. Acılarımız ve kayıplarımız büyük. Ama acı toplumu uzun vadede geliştirir, olgunlaştırır. Öbür dünyaya uğurladığımız kardeşlerimiz kendilerini bizim için feda ettiler, ben böyle görüyorum. Olumsuzluğa çekilmeye çok meyilliyiz, sosyal medya da bunu fazlasıyla pekiştiriyor. Şükretmeyi ve olumlu olmayı öğrenmeliyiz. Bunu yapmazsak kendimizi bitiririz.
Kaan – Ben Kara Kabare yi farklı bir yere koyuyorum Ziyaret albümünde sizin için en özel şarkı neydi bu albümde?
Şirin – Albümü bir bütün olarak görüyorum…
Kaan – Albümde bu sefer 2 tane de İngilizce şarkı görüyoruz. İn the beginning benim de çok hoşuma gitti. İngilizce şarkılarınızda birine bir klip çekme düşünceniz var mı?
Şirin – A Day in the Afterlife adlı şarkı için bir klip çalışmamız oldu, yakında yayına girecek.
Kaan – Şirin Soysal zaman buldukça blog yazan da bir insan, Takip ettiğiniz bloglar var mı bizim blog çalışmamız www.birgrupyazar.com u nasıl buldunuz?
Şirin – Elinize sağlık!
Kaan – Sizi çok yordum biliyorum ama konser süreçlerinden sormak istiyorum. İstanbul da çok aktif çalışan bir sanatçısınız ama  diğer şehirlerde sizi dinlemek nerede ise imkansız bunda en büyük kabahatlinin Mekanlar olduğunun da farkındayım aslında ama yine de inatla Şirin Soysal ne zaman bol şehir kapsayan bir turne yapacak diye sormak istiyorum? Örneğin Akbank Jazz festivali vs gibi sponsorlu bir turnede her yerde görme imkanımız olacak mı sizi?
Şirin –  Ben de en az sizin kadar istiyorum bunu… Bu sorunuza henüz cevap veremiyorum.
Biraz fazla gevezelik ettim biliyorum Şirin Soysal’a bize değerli zamanında ayırdığı Hem kendinden hem albümlerinde hem siyasetten her konuda bizimle görüşlerini paylaştığı için sonsuz teşekkür ediyoruz. Türkiye de ki Bayan vokal anlayışını 1 level yukarı taşıyan Şirin Soysal’a konser sürecinde ve albüm satışında başarılar diliyoruz.
Bu değerli müzisyenlerimizin müzikal kariyerlerine devam edebilmeleri daha da güzel paylaşımlar ile karşımızda olmaları için orijinal albüm alalım diyerek röpörtajımızı noktalıyorum.
Ziyaret Albümü’nü almak için
Şirin Soysalı’ı sosyal medyada takip etmek için
Linklerini kullanabilirsiniz…..

ps: röportajı buradan okuyabilirsiniz! http://www.birgrupyazar.com/sirin-soysal-roportaji/

|||||

8 Mart 2014 Cumartesi

Konser!!

Şirin Soysal bugün albüm şarkılarıyla Kadıköy Bahane Lounge!

6 Mart 2014 Perşembe

Siyah Zürafa / Ziyaret

bir yerde unutmuşum sesimi
o beni ararmış meğersem
kaçarmışım söyleminden  

bir kedi gözü keskinliğiyle
sürüklenmiş harıl harıl
yankısının esiri Eko gibi

eskilerde bırakılmış deniz kızı hayali 
insan olma arzusunu insana bulaştırır
serseri şarkısıyla
belki bir rüyaya varır
belki bir rüyaya varır

afrika'nın bir gölüydü sanki
onu gördüğüm yer
rüyada
siyah zürafa
anımsadım anında
tanrının gözü
o herşeyi gördü

tam unutmuşken bir tüy düşer yoluma
bulutlardan
işaretleri takip et
işaretleri

peşime ekmek kırıntıları serpmişim
umarım karga yemez
masaldaki gibi
masaldaki

bir bilsen yokluğunda neler oldu
ağaçlarımız bize seslendi
seslerini duyduk

ey sözlerin büyücüsü
ey şair

mısraların merdiven olmuş
burdan yıldızlara
ışıl ışıl dalga dalga
''ruhunla söyleşirim'' 

In the Beginning / Ziyaret

in the beginning
was the word
then came a moan 
which in truth was absurd
the split that it caused was by many unheard
but i was there listening and know what it served

us goodies them baddies
we all have a purpose
unmasking the virtues of this goddam circus
but if we refuse to see all as one
do we still deserve to call ourselves human

life is grand if you want it to be
just look at that funny old side
and death is grand if you're willing to see
beyond the riddles of time

louder and louder
and bigger and bigger
the size of it all makes me 
shudder and quiver
love with a sword
and hate with a passion
hate is blocked love 
and it's way out of fashion
send me a letter if you ever make it
i will be lunching with dorothy and alice
in earth's hollow center
where secrets outnumber
the fears you allow to
enslave you down under 

life is grand if you want it to be
just look at that funny old side
and death is grand if you're willing to see
beyond the riddles of time

come to the call of this happy surrender 
write down your wish and observe it fly hither
let truth be revealed in the eye of your mind
remember the answer is always inside

Melodram / Ziyaret

dalga gibi yanağıma çarpan bir haberle
gece yarısı yeşilinde
zehir gibi kana karışan mektupların 
dualarında mürekkebin sesi
soylu aşkların solup söndükleri
bahçelerin budanmamış
beyaz güllerin kokusuyla
büyüyen küçük kadın
ve acının koyu mavi hazzını tatma isteği…

çözümsülüğün yazdığı romanların uyuduğu
baş ucunda biriken toz
dipsiz denizin yüzeyinden alınan canlar 
ve geride bırakılan yolcu
aldatmalarıyla ölüme sürükleyen hasta
son dakikaların siyah hesaplaşmalarına tanık
ağlamaktan sersemlemiş
yaşamya mahkum 
insan

Gittiğin Dünden Beri / Ziyaret

gittiğin dünden beri
eşyalar ağlıyor
sensizlik hali
izlerinle doluyor
nasıl olduysa bitirdin bu defa
anlar karıştı bir toz bulutuna
tırmalıyor başka yerde nefesin

gittiğin dünden beri
boş bakışlar derinleşiyor
duvardaki çizikler
dönüşünden bahsediyor
nasıl başlasam tekrar tırmanmaya
kara delikten uzak ışıklara
kıvrılıyor başka yerde bedenin 

İyiler Hep Kazanır / Ziyaret

uçsuz bucaksız
yeraltı dünya
köşede biri daha 
yatmış rüyaya
sessiz adım adım
şekilsiz bir kadın
koyu kaldırımın kucağında
betondan göller
ıslak yetim köpekler
tuzak olmuş evler
kayıpların şehri
unuttun mu hikayeni
peki hiç sevdin mi

nasıl geldik bu hale
kimlerin elinde 
oyunun ipleri
uyutulmuş insan
artık uyan uyan
bu senin dünyan
savaş çocuğu
görür müsün sonunu
bu ihanetin
kıralım dökelim
tüm harflerini silelim
bu çürük çetenin 

nasıl geldik bu hale
kimlerin elinde 
oyunun ipleri
uyutulmuş insan
artık uyan uyan
bu senin dünyan
savaş çocuğu
görür müsün sonunu
bu ihanetin
kıralım dökelim
tüm harflerini silelim
bu çürük çetenin 

A Day in the Afterlife / Ziyaret

would you believe me if i told you
we are made of light
would you believe me if i showed you
my etheric heart
should i lift you up
take you there
you will trust
in my care

would you hear me if i sang
songs of heaven's tide
would you remember my voice if it rang
bells on the other side
seek you out
blow your mind
make you smile
treat you kind 

i know the moment when he left his body
flew with his inner child
i know the moment within my own body
night until day i cried
cross the line
show the way
take my night
make my day 
cross the line
show the way
take my night
make my day

Kara Kabare / Ziyaret

küçük kızın yaşlı sesi
benliğimi hapsetti
alkol adlı nesneyi
rakibim ilan etti
yüklü sözler seansı
doldurdu bardakları
tükürük tebessümler
lekeledi sofrayı

kargalar korosuna 
diyecek laflarım var
yanlarına varınca 
sersemledi kararlar
suçluluk yaraları
bedenime yapıştı
rüyalarım koşuştu
mahremiyetime doğru

koyu koyu düşündüm
kıta kıta gezdim
küreyi temsil eden
ipucunu getirdim
sahne sahne dolaştım
yaşamlarım boyu
yazdım anatomisini
bu kara kabarenin

çekici karakuyu
her zamankinden iyi huylu
sesleniyorum allah'a
kal bu gece yanımda
göğsümün ortasından
titreşti karabasan
silindi işte o an
kaderim alnımdan

deli deli gülüştük
ormanın kralıyla
bebek gibi sevdi beni
sorgusuz kucağında
kahkahalar serpildi
paralel evrende 
bir kez bile sormadı
'memleket nere' diye

Bağışlıyorum / Ziyaret

attığım adımları neden bu kadar yakından inceliyorsun
kendinle yalnız kalmaktan kork, peki, ama benden ne istiyorsun
yalandan gün boyu anlattığın projelerden illallah
nedir bu alıp veremediğin anlamıyorum ki
şu çok masum aklımla

bir şeyler yapmayacaksan beni neden heyecanlandırıyorsun
hadi hepsini geçtim
ben yapınca niçin inciniyorsun
kim olduğunu bilmiyor muyun sanki
rumuzunla kandıramazsın beni
yüzüme aksini söyleme bari
zile basıp kaçmak
neşelendiriyor mu yoksa?

seni gibi bay şevkkıran 
eksik etme kendini
bayan burunkıvıran
sapla gitsin hançeri
sen istersin de
elimi uzatmam mı ben
evet, doğru duydun
bağışlıyorum seni
bağışlıyorum seni

herkes ve herşey hakkında ne kadar da çok atıp tutuyorsun
herşeyin en iyisini sen mi
bir tek sen mi biliyorsun
kendi ışığından korktuğun ortada
alışmışsın anonim çığlıklara
derinlerde biliyorsun aslında
egonla savaşma
ruhunla seviş

seni gibi bay şevkkıran 
eksik etme kendini
bayan burunkıvıran
sapla gitsin hançeri
sen istersin de
elimi uzatmam mı ben
evet, doğru duydun
bağışlıyorum seni
bağışlıyorum seni

Yükseldikçe / Ziyaret

kendime bir söz verdim
sözün bittiği yerde
gözlerimin içinden
sokuldun kalbime
beni benden almak gayendi 
güzeldi
tanımsızdın
tekinsizdin
tuhaf

kendime bir söz verdim
bana yaklaştığında
ellerimi dayadım 
tenin duasına
herşeyi göze aldım
kaybetmekten kazanmaya
özgürdüm
şeffaftım
sezgiydim

yükseldikçe
uçur beni de
alıştım bu garip hallere
yükseldikçe
unut benimle
duramadım
duramadım
duramadım
sözümde

kendime bir söz verdim
sözün bittiği yerde
geceyi ortasından
ayırdık ikiye
seni senden aldım
sırf o an için
olsa da
şuursuzduk
korkusuzduk
birdik

yükseldikçe
uçur beni de
alıştım bu garip hallere
yükseldikçe
unut benimle
duramadım
duramadım

Ziyaret / Ziyaret

neden varım demedim
kalbimden vazgeçmedim
genellikle kendimdeyim
tepetaklak düşmedim
aslen dünyalı değilim
bunu konu etmedim
insanca tüm hisleri
yaşayarak biriktirdim
yorgun ziyaretçiyim
korkuyu yenmekteyim
büyük acıyı görmedim
şarkısını söyledim
ezber bozmayı seçtim
karanlıkla seviştim
kıskançlıklarımı
hayranlığa çevirmekteyim
kalemimle konuştum
sessizliğimi yuttum
yaratımlarımı ellerimle
tanrıya sundum
sevilmeyi istedim
çünkü ben çok sevdim
ölümle karşılaşmadım
şarkısını haykırdım

Bir Gün Bir Gün

Bir gün bir gün bir çocuk
Eve gelmiş kimse yok
Açmış bakmış kitabı
Gerçek sanmış masalı
Bırakmış kendini satırlara
Sihirli orman yollara
Takmış kafayı kendini bulmaya
Bırakmış kendini satırlara
Sihirli orman yollara
Takmış kafayı kendini bulmaya
Farkında olmadan kararmış birden havalar
Çekilmiş yuvalarına minik rehber hayvanlar
Çalıların arasından soru sormadan bakan
Belli belirsiz birkaç çift göz pek hoşnut durumdan
Peşimde sihirbaz kılıklı boyanmış adamlar
Yol gösteren balık kokulu kadınsı parmaklar
Dibine vardım derken birden bire dirilen
Dalgın ağaçlar sarmaladı rüzgâr yüzlerimi
Artık geri dönmek çok zor
Yarınsız sürgünden
Bırakmaz geleni kolayca… Dizginlerinden
Gezersin serserice ararsın derinlerinde
Ta ki anlayana kadar korkunun sesini
Korkunun sesini
Bir gün bir gün bir gün bir gün
Bir gün bir gün bir gün bir gün
Bir gün bir gün bir gün

Uyurgezer / Bir Şeyler Var

Yürüyorum yolumdan habersizim
Birden bire resimden silinmişim
Sisli gece ürküyorum arkama bakmaya
Seni göremem diye
Sarılmışım ağacın gövdesine
Silahsızım saydamlık ötesinde
Ay ışığı kayıtsızca bağlıyor şimdiye
Bırakmamak üzere
Uyurgezer gibiyim uyurgezer biriyim
Altımda hızla geçen hayat
Üstümde parlayan hakikat
Ben olduğum yerde durabilir miyim?
Korunmasız cesaretim yerinde
Ellerim boş sınırsızlık içinde
Ölümsüzüm ayaklarım kesilmiş yerden
Kimdir bu ben değilsem
Bir an geldi uçurum kenarında
Düştüm sandım uçuyorum aslında
Gece beyaz ümidim var belki söndürülmez
Bu ışık bir daha
Uyurgezer gibiyim uyurgezer biriyim
Altımda hızla geçen hayat
Üstümde parlayan hakikat
Ben olduğum yerde durabilir miyim

Kuralsız Kahraman / Bir Şeyler Var

Bir yorgunluk çöktü üstüme
Saatlerdir aynı kuytu köşede
Tarafsızım çok yalnızım
Daldım gittim mavi göklere
Sürüklendim boğazın dibine
Kararsızım pek bahtsızım
Bahane bulmadan yaşasam
Kuruntulardan sıyrılmış korkusuz
Bir divane ne şahane
Sevgisiz yüzleri unutsam
Hor bakışlardan uzakta salınan
Bir divane ne şahane
Bir divane ne şahane
Takılmadan tükenmiş hatalara
Dertsiz başım omzumda
Dolanmadan solmuş hatıralardan
Kuralsız bir kahraman
Bahane bulmadan yaşasam
Kuruntulardan sıyrılmış korkusuz
Bir divane ne şahane
Sevgisiz yüzleri unutsam
Hor bakışlardan uzakta salınan
Bir divane ne şahane
Bir divane ne şahane
Bulaşmadan mantık oyunlarına
Beklentisiz adımlarla
Katılmadan bitkin maceralara
Bir kuralsız kahraman

It Had To Be You / Bir Şeyler Var

It had to be you, it had to be you
I wandered around, finally found
Somebody who
Could make me be true
Could make me be blue
Even be glad, just to be sad
Thinking of you 
www.sendeyim.com
Some othe
rs I've seen
Might never be mean
Might never be cross, try to be boss
They wouldn't do
Nobody else, gave me a thrill
With all your faults
I love you still
It had to be you, had to be you
Had to be you
Some others I've seen
Might never be mean
Might never be cross, try to be boss
They  wouldn't do
Why nobody else, gave me a thrill
With all your faults
I love you still
It had to be you, had to be you
Had to be you
It had to be you, it had to be you

Karantina / Bir Şeyler Var

Korkma artık benim değilsin
Sanma ki hala peşindeyim
Güzel bir sözün varsa hediye et bu ayrılığa
Sorma beni kimselere sakla serin bir yerlere
Bozulmasın dokusu unutulsa bile
Pırıl pırıl hayatlara doğru gidiyorum
Bulutları hedef almış gibi yükseliyorum
Damdan dama sarılman saçağın bacaların arasında
Koyu kahverengi kokan dilimde yapışıp kalan
Çocuk yüzlü masum adam yoksun bir masal tadında
Sızma hayallerime basma gölgelerime
Ufalmış halleriyle gezinsinler her gece
Nerden girdim hayatına kaldım bu karantinada
Durduğum yerde koşuyor uzaklaşamıyorum
Kayıkların bile üşüdüğü serin sularda
Sessizliğin müzikle karıştığı karlı ovalarda
Solukların peşini bıraktığı sır kapılardan
Geçitlerin kapandığı tutsakların dolandığı
Kelimelerin kandırdığı yer pek yakın gibi
Güneşten sersemlemiş Arnavut taşlarında yürürken
Papatyaların hep seviştiği nemli çimenlerden
Aceleci ruhların tebessüm ettiği bahçelerde
Dev ayakların bastığı karıncaların kaçtığı
Mezar hırsızının da korktuğu o kara duygu

Saatler / Bir Şeyler Var

Kusura bakma ne sandığın gibi masum
Ne de senin kadar çılgınım
Surat asma korktuğun gibi değil
Zaten başkasına vurgunum
Varlığın bana yeter
Geçen saatlere değer
Gözüm sende kalsa da
Bakışların benle gider
Yabana atma fikirlerim geçerli
Gerçeğim atladıysa da
Sözü uzatma lafın gelişi eskidi
İfade çok çok ilerledi
Sardığın kolda değer para nerde diz çöker
Maskenin arkasında kafatasın gülümser
Karıncalanma seni ararsam eğer
Karanlıktan korkmuşumdur
Kuruntu yapma dökülmez bu dünler
Sarhoş olan biz değil saatler
Bitsin hikâyesizler buyursun şerbetliler
Hayaldeki prens olsa da
Gönül haydutları sever
Tepeden bakma havalandıkça burun
Bastığın yeri göremezsin
Yanlış anlama ezmek değil amacım
Küskünlüğü seven sensin
Sarf ettiğin o sözler dolaşıp geri döner
Hiç ummadığın anda düşmanında terk eder

Bilinmeyen / Bir Şeyler Var

Belki hayaller boş değildir bu sualler
Belki kurallar kırılmalıdır duvarlar
Geldi mi sıra yoksa mucizelere
İnandık mı sonunda bilinmeyene
Geldi mi sıra yoksa mucizelere
İnandık mı sonunda bilinmeyene
Belki boyutlar uzak değildir yıldızlar
Belki dilekler tutulmalıdır o sözler
Belki seninde vardır sırların derinde
Belki benimle gelirsin günün birinde
Teslim olduk mu yoksa aydınlığa
Açtık mı kanatları zaman dışına
Sonu mu geldi yoksa saniyelerin
Varabildik mi farkına ne bekledin

Bir Şeyler Var / Bir Şeyler Var

Sıradan bir gün gibi göründü
Oysa havada tuhaf parıltılar
Her zamanki kediler mi bunlar
Sanki birbirlerine gülüyorlar
Tek aynı kişi sokağın delisi
Bilmediğimiz bi şeyler var
Evren mi değişti vaktimiz mi geldi
Bir şeyler var
Sımsıkı sarılmış yaşlı bir çift
Tarihi çeşmeden ses akıyor
Çocukların topu uçuvermiş
Güneşin dibinde kımıldıyor
Bütün hayvanlar dama çıkmışlar
Bilmediğimiz bir şeyler var
Zaman mı sarktı melekler mi çarptı
Bir şeyler var
Sıradan bir gün gibi göründü
Oysa kıpır kıpır tüm komşular
Vedat Bey bile evinden çıkmış
Sokaktan yükselen kahkahalar
Ateş püskürten utangaç ergen
Bilmediğimiz bir şeyler var
Kalpler mi açtı soluklar mı taştı
Bir şeyler var
Kalpler mi açtı soluklar mı taştı
Bir şeyler var